Basın Bildirisi (30) – 25/5/2015

By | Mayıs 25, 2015

Basın Bildirisi

Kıbrısın yeniden birleştirilmesi için çalışan iki toplumlu Kıbrıslıların Sesi Formu, yaklaşık 40 kişinin katılımı ile gerçekleştirdiği iki günlük konferansta Kıbrıs’ta çözüm olasılıkları ile ilgili son gelişmeleri değerlendirmiştir. Aşağıdaki konular gündemde yer almıştır:

  • Güncel siyasi gelişmeler ve vatandaşların rolü;
  • Türkiye’de yakında yapılacak seçimler üzerine değerlendirmeler;
  • Kıbrıs’ta Federal Çözüm ’ün problemleri ve açılımları;
  • Avrupa bağlantısı ve Avrupa Birliğinin sürece dahil olması;
  • Sosyal Yakınlaşma ve Uzlaşma (SCORE) Index;
  • Kuzey coğrafyada gerçek ilgi/kaygı başlıkları;
  • Güney coğrafyada gerçek ilgi/kaygı başlıkları;
  • Kıbrıs’ta Kültür Mirasının Çelişkileri ve Kullanımı;
  • Toplumlararası sorunda gözden kaçan noktalar: Cinsiyet ve Maronitler;
  • Eski Lefkoşa’ya derinlemesine bakış;

Yukarıdaki konuların detaylı sunumları sonrasında ve yapıcı görüş alış-veriş süreci ile aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:

  1. Mustafa Akıncı nın Kıbrıs Türk Toplum Lideri olarak seçilmesi, Kıbrıs Türk Toplumunun çözüm yönünde gerekli olan olumlu bir iklimin oluşumu bağlamında yapıcı bir gelişmedir.
  2. Kıbrıslı Rumların çoğunluğunu temsil eden DISI ve AKEL in olumlu duruşu yanında DIKO ve EDEK in kayda değer kısmının da olumlu tepkileri, çözüm yanlısı çoğunluk bakımından umut vermektedir. Sakin ve akılcı bir diyaloğ başlatılmalı ve temel parametreler ile federal görüşlerin toplum tarafından benimsenmesi sağlanmalıdır.
  3. İki toplum lideri Nicos Anastasiadis ve Mustafa Akıncı nın yoğun ve netice alıcı müzakerelere başlama konusundaki kararlı duruşu ve halen olumlu adımların atılmış olması ile yeni çözüm dinamiğinin gözden kaçırılması mümkün değildir.
  4. Müzakerelerin yoğunlaştırılması paralelinde barış sürecinde ayrıca tabandan gelecek çözüm kültürünün yaratılması hedeflenmeli, sonuçta varılacak bir çözümü onaylaması istenecek vatandaşların, federal bir çözümün temel kavramlarını anlaması sağlanmalıdır. Bu temelde net olarak ifade edilmelidir ki, federalism ayrılıkları sağlamak için değil, halen parçalanmış ülkeyi ve toplumları yeniden birleştirmek içindir. Federal sistemlerin temel kavramı olan özellikle siyasi eşitlik kavramı, daha geniş güç paylaşımı içinde değerlendirilmeli ve federalizmin, geleneksel yöntem olan çoğunluğun yönettiği, bir kişi-bir oy sistemi olmadığı anlatılmalıdır. Bu bağlamda Avrupa değerlerine ışık yakılmalıdır. Federasyonlardaki siyasi eşitlik ilkesi olan oy verme hakkı ve yerleşme, çalışma, aile hayatı (ekonomik, sosyal ve kültürel hakları da kapsayan) ile etnik ve/veya dini kimlikler temelindeki daha keskin ayrılıkların farklı kavramlar olduğu dikkate alınmalıdır.
  5. Her iki toplumun güvenlik ihtiyaçları ciddiyetle dikkate alınırken, bunlara daha geniş ve gelecek odaklı bir kapsam içinde bakılmalı, çok katmanlı ve çok taraflı güvenlik ağı olan Avrupa birikimlerinin sunduğu imkanlar dikkate alınmalıdır. Güvenlik başlığının çok önemli bir noktası da, öncelikle tehditlerin neler olduğu üzerinde çalışma yapılması ve bunlara yanıtlar aranmasıdır. Cinsiyet farklılıkları ve diğer sosyal gruplar ile bireylerin de insan güvenliği içinde ele alınması ve çözüm üretilmesi gerekmektedir.
  6. Mantıklı yaklaşımlarla yapılan ve siyasi gerçeklere dayandırılan değerlendirmelerin sonucunda varılacak nokta şudur ki, barışcıl bir çözüm ve Kıbrıs’ın birleştirilmesi Türkiye dahil ilgili herkesin yararına olacaktır ve kalıcı bir çözümün sağlanması için, kazan-kazan prensibi ile Türkiye ile kurulacak bir çalışma ilişkisi için ısrarla çaba harcanmalıdır.
  7. Bu temelde, iki toplum liderinin yeni ve “düşük profilli”, halkın günlük hayatını olumlu yönde etkileyecek Güven Artırıcı Tedbirler üzerinde çalışma başlatması gereklidir.
  8. Avrupa Birliği bağlamında, yaşatılabilir bir çözümün özellikle dört özgürlük ve genelde Avrupa Birliği prensipleri ile uyumlu olması gerekecektir. Avrupa Birliği muktesebatından sapmalar mutlaka sayıca azınlıkta olanların korunması maksadı için olmalı ve dini veya kültürel gruplara yaklaşımlar Avrupa Birliği prensiplerinden ya hiç sapmamalı veya her hâlükârda sapmalar olacaksa kalıcı olmamalıdır. Sayıca az olan grupların sosyal ve kültürel hakları, cinsiyet eşitliği ve ana akımlar, müzakere sürecinde AB ajandasının parçası olmalıdır.
  9. Varılacak bir antlaşmanın halk tarafından onaylanmasını ve sürdürülebilir olmasını sağlamak için sivil toplum örgütleri ile vatandaş gruplarının aşağıdaki hedefleri gündemlerinde tutarak sürece dahil olmaları gereklidir;
  • halkın kültürel farklılıklara daha anlayışlı olmasına yardımcı olmak,
  • iki toplum arasındaki sosyal mesafenin kapanmasını sağlamak,
  • barış sürecini daha kapsayıcı ve katılımcı kılmak,
  • insan güvenliği konusuna daha fazla vatandaş odaklı bir yaklaşım geliştirmek,
  1. Cinsiyet hassasiyeti taşıyan konuların yeterince vurgulanmasını ve gündeme alınmasını sağlamak için cinsiyet konularında hassas kişilere barış sürecinde, karar verme mekanizmalarında ve toplumun bilgilendirilmesinde daha fazla imkan ve görev verilmesi gerekir.

 

Basın Bildirisi No 30 – Kıbrıslıların Sesi 25/05/2015