ΦΩΝΗ ΚΥΠΡΙΩΝ – KIBRISLILARIN SESİ – CYPRIOTS’ VOICE
Kıbrısın yeniden birleştirilmesi için çalışma yapan iki toplumlu “Kıbrıslıların Sesi” forumu, Kıbrıs konusunda, iki günlük toplantı gerçekleştirip en son gelişmeleri değerlendirmiş ve aşağıdaki sonuçlara varmıştır.
- Şu anki politik durum: Kuzey Kıbrısta kurulan yeni koalisyon ve Türkiyenin Kıbrıslı Türklerin yaşamlarının her alanında gerçekleştirdiği müdahaleler neticesinde görüşme sürecinde bir yavaşlama tehlikesi mevcuttur.
Güneyde de yakın geçmişte yapılan seçimler, müzakere edilmiş federal bir çözüme açıkça karşı duruş sergileyen milliyetçi partilerin meclisteki temsiliyetlerinde artış olması görüşmelerin yavaşlaması tehlikesine katkı koymaktadır.
Çözümden yana güçlerin ortaya koyacağı kararlı insiyatiflere bağlı olarak, çözüm potansiyeli hala daha güçlü bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Müteakip aylar, adanın yeniden birleştirilmesi için kritiktir. Çözümün başarılmaması halinde ise bölünmüşlüğün kalıcı hale geleceği, politik atmosferin milliyetçilik ve dini tolore eksikliği ile bozulup kirletileceği yeni bir döneme girilecektir.
Çözümden yana politik partiler ve toplum katmanları bu gerçekleri kabul edip olumsuz gelişmeleri engellemek için mümkün olan azami gayreti göstermelidirler.Bu açıdan bu kuruluşlar müzakere sürecinin tamamlanmasını ve referandumda olumlu oy kullanılarak anlaşmanın kalıcı şekle girmesini aktif olarak desteklemelidirler.
- Piyasa ekonomisi: Sertbest piyasa ekonomisinin, hukukun üstünlüğü, çalışan bir demokrasi, insan haklarının korunması, rekabetin korunması ve temel olarak tüketicilerin korunması gibi olmazsa olmazları vardır
Federal Kıbrısta piyasa faaliyetleri Avrupa Birliği şemsiyesi altında garanti edilen, insan ve kapitalin serbest dolaşımı ve taşınmaz mal satınalma ve sahip olma özgürlüğü, ön koşul olarak varolmalıdır. Türk tarafının oluşturucu devletlerde etnik temelde mülkiyet ve nüfus çoğunluğu konusunda ısrarlı olması, bu prensiplere uyulmama durumunu yaratabilecektir.Federal Kıbrısta serbest piyasa ekonomisinin gelişebilmesi için bu prensiplerin uygulanmama hali ancak geçici derogasyonlar temelinde olmalı ve çözüm sonrası ortak pazardaki dengelerin sağlanması sonrasında kaldırılmalıdır.
- Brexit’in (İngilterenin AB den ayrılması) Kıbrısa etkileri: İngilterede 23 Haziranda gerçekleşecek olan referandumun Kıbrısı etkilemesi sözkonusudur. Brexiti destekleyip bazı AB üyelerini özgürleştirmeyi savunan bazı İngiliz politikacıların, isteklerinin geçekleşmesi durumunda AB nin barış için oluşturduğu şemsiyede çatlaklar oluşabilir . Böylesi bir durumun Sterline olan etkileri İngiltereden daha az turist gelmesine, Kıbrısta yaşayan İngiliz emeklilerin gelirinin azalmasına ve tek pazarda ticaret yapma ortamının ortadan kalkması, ticaret şartlarını zorlaştıracaktır.
- Mülkiyet sorununun çözülmesi: Mülkiyet sorununun çözülmesi, bütün ihtimaller dikkate alındığında Kıbrıs müzakerelerinin en hassas ve zor sorunudur. Ancak kırk yıldan sonra günümüzde komplikasyonlar çok daha azalmıştır. Yakın geçmişte yapılan kamu oyu araştırmaları göstermektedir ki kırk kusur yıl sonra, 1974 sonrası yerleşip hayat kuran göçmenlerin çoğunluğu, şu anki yerleşim yerlerini terk etmek istememekte ve takas veya tazminatı tercih etmektedirler.
Çok açıktır ki mülkiyet konusunun kazan-kazan şeklinde çözümü , uluslararası bir mekanizma oluşturularak mal sahibi ile uzun süreli kullanıcının ihtiyaçlarının sağ duyu ve gereklilik halinde politik olarak uzlaşılan kriterlerin kullanılması ile gerçekleşecektir.
- Birleşik Kıbrısın makro ekonomisi: Güney Ekonomisinin tarihi evrimi , yapısal konular ve şartların dayatması sonucu krizi çözmek için neoliberal tedbirler alınıp Kıbrısın AB normlarına uyumlaştırılması tercih edildi.
Annan Planının başarısız olmasının sonrasında, Türkiye, Kuzey Kıbrısta kemer sıkma tedbirleri, kamu iktisadi kuruluşlarının özelleştirilmesi gibi neoliberal politikalar empoze ederek hantal devlet yapısını değiştirmeye çalıştı.
Türkiye su elektrik telekomünikasyon ve limanlar gibi stratejik sektörlerin özelleştirilerek Türkiye firmalarına verilmesini empoze etmeye çalışırken kuzey Kıbrısın ekonomik bağımlılığını kullanmakta ve Kıbrıslı Türklerin karar alma mekanizmalarını etkisizleştirerek kuzey Kıbrısın çözüm öncesi ve sonrası kontrolunu ele geçirmeye çalışmaktadır.
Kıbrıs sorununun çözümü ekonomik çıkmazları sona erdirecek tek yol olup federal Kıbrısın birleşik ekonomisinin sosyal boyutunu ve sürdürülebilirlik vizyonunu yaratacaktır.
- Kuzey Kıbrıs nüfusu: Türkiyeden Kuzey Kıbrısa yönlendirilmiş nüfus akışı, kuzey Kıbrısın demoğrafik yapısını ciddi şekilde etkilemiştir. Sosyal ve kültürel kimliğin baskıyla değiştirilme çabasının etik değerlendirmesi yanında Kıbrıslı Türkler üzerinde ciddi bir ekonomik yük oluşmuştur. Kıbrıslı Türkler kamu hizmetlerinin finansmanına ağırlıklı katkıyı koymalarına rağmen kaliteli hizmet arayışı nedeniyle özel sectör hizmetlerini tercih etmektedirler.Kamu hizmetleri bariz çoğunlukla Türkiye vatandaşları tarafından kullanılmaktadır.(eğitim, sağlık hapishane camiler vs.)Türkiye ile yapılan ekonomik müzakerelerde bu gerçekler dikkate alınmalıdır.
Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgiye göre, 220 000 KKTC vatandaşının (şu anki Tüm KKTC vatandaşları) 4/1 oranı temelinde federal cumhuriyetin vatandaşı olacağı konusunda liderler uzlaşı sağlamıştır. Kuzey Kıbrısın demoğrafik yapısını daha da bozacağı ve görüşme sürecini çıkmaza sokabileceği için, Türkiyenin 25000 yeni KKTC vatandaşlığın verilmesi konusundaki taleplerine karşı çıkılmalıdır.Kuzey Kıbrıstaki bir araştırma okul öğrencilerinin 37% sinin anne babasının Türkiyeli olduğunu, 19% unun Türkiyeli olup KKTC vatandaşı olduğunu, 9% unun karışık evliliklerden ve 34% ünün de anne babasının Kıbrıslı Türklerden oluştuğunu belirtiyor. Bu rakamlar yaklaşık olarak göstermektedir ki kuzey Kıbrıstaki nüfusun çoğunluğunu Türkiyeliler oluşturmaktadır. KKTC vatandaşlığı bazında ise nüfusun yaklaşık 70% i Kıbrıslı Türklerden veya karışık evliliklerden,30% de Türkiyelilerden oluşmaktadır. Bu rakamlar göstermektedir ki büyük sayıda Türkiye vatandaşına KKTC vatandaşlığı verilecek tolerans ortamı yoktur.
Kıbrıslı Türklerin varoluşu ve iki politik eşit başrol oyuncusu olma özelliklerinin korunması, Kıbrıstaki Sivil Toplum örgütleri ile ilerici politikacılar ve uluslararası toplum tarafından desteklenmelidir.
- Eğitim politikaları: Kıbrısın dini kurumları tarihi olarak Kıbrıslıların eğitim sürecinde ve eğitim sisteminde önemli rol oynamışlardır. Başpiskopos ve Müftü kendi dini guruplarının eğitim konularında önemli rol oynamışlardır.
Tarih öğretileri ve okullarda anlatılan hikayeler, tek taraflı yaklaşımlar taşıyıp milliyetçiliği körükler nitelikte olmuştur. Aşırılar ve karşı topluma yönelik işledikleri suçlar konusunda okullarda sessizlik varolagelmiştir.
Eğitim sistemini modernleştirme, demokratikleştirme ve Kıbrıs karakteristiklerini ön plana çıkarma çabaları başarısız olmuştur. Her iki taraftaki milliyetçi unsurlar bu girişimlere karşı savaşmaktadırlar.
Kıbrıslıların Sesi, iki toplumlu eğitim Teknik komitesinin rolünü kuvvetle destekler ve Komitenin, iki toplumlu iki bölgeli fongsiyonel bir federasyonun sürdürülebilirliği için her iki toplumun eğitim sisteminin incelenerek değiştirilmesi görevini yapması için çağrıda bulunur.
- Akademik çevrelerin katkısı: Akademik çevreler Kıbrıs konusu ile ilgili araştırmalr üretmekten daha fazlasını yapmalıdırlar. Akademisyenler her iki toplumun yaralarının sarılması için açıkça tavır sergileyip harekete geçmelidirler.Onların toplumlar ve liderler nezdinde özel bir ağırlıkları vardır ve bu kullanılmalıdır.Ancak bürokrasi ve tanınma konuları, akademisyenleri biraraya gelip tanışmak, işbirliği yaparak çözüm sonrası durum değerlendirmeleri yapmaktan uzaklaştırmaktadır.(ekonomi hukuk vs.)
Sivil toplum örgütleri akademisyenlerle iş ve güçbirliği yaparak sosyal guruplar ve güçlerle çalışarak çözüm için olumlu iklimi yaratmak amacıyla çalışabilirler.
- Tolumsal medya: Kıbrısta medya iki toplumun her birinin medyası olarak ikiye bölünmüştür. Her iki tarafın da ortak sorunları ve zorlayıcı şartları vardır. Bölünmüşlüğe rağmen medya sendikaları arasında işbirliği yapılması için gayretler sarfedilmektedir.
Toplumsal medya, toplumların yakınlaşması için iklimin oluşmasında önemli rol oynayabilir. “CCMC” ve “MYCYradio” sürmekte olan işbirliği insiyatiflerinin örnekleridir. Ayrıca medya işbirliği ve her iki toplumdan sivil toplumu bir araya getirmek için yeni medya portal çalışmaları devam etmektedir.Bu gayretler medya profesyonellerinin kapasitelerini artırarak işbirliği yapmalarını kolaylaştırmakta ve genel nüfusun okuma oranını artırmaktadır Toplumsal medyanın nihai amacı daha fazla iletişim ve haberlerin bölünmüşlüğün ötesine yayılmasıdır.Böylece sivil toplum medya ve toplumun geneli her iki tarafta olup bitenlerden haberdar olup katılımcı rol oynayabilir
- Enerji ve Birleşik Kıbrısın Rolü: Yakın geçmişteki Kıbrısın Münhasır ekonomik alanındaki gelişmeler Avrupa, bölgesel ve yerel alanda birleşik Kıbrısın rolünün öneminin altını çizmektedir.
Birleşik Kıbrıs Avrupanın güney doğu sınırını daha istikrarlı bir yapıya kavuşturacak ve LNG, (sıvı doğal gaz) veya FLNG (yüzer sıvı doğal gaz) istasyonları oluşturularak bir enerji merkezi (HUB) oluşmasına katkı sağlayacaktır. Böylesi bir merkezin gelişmesi bölgesel istikrara katkı koyarak Türkiye-İsrai ve Türkiye -Mısır arasındaki karşılıklı ihracat imkanlarını teşvik edecektir. Bu bağlamda Kıbrıs, israil ve Lübnan arasında sürmekte olan münhasır ekonomik alanlarını belirleme müzakerelerinde arabuluculuk yapabilir ayrıca bölgenin önemli bir ticaret merkezi haline gelebilir.
Bu açıdan Kıbrıs enerji projeleri yatırımları için bir çekim merkezi haline dönüşebilir denizcilik destekli ve gemicilikle ilgili eşya ve servislerin, ikili ve çok taraflı uluslararası ticaretinin gelişmesine katkı koyabilir.
- Hakikat ve uzlaşma: Kıbrıs sorununa barışçıl bir gelecek inşa etmek için çözüme ulaşma yolunda, tarihsel geçmişimizdeki şiddeti uygun biçimde ele almak temel noktalardan birisidir.
Sevgül Uludağ önderliğinde “Kayıplar”ın olası gömü yerlerinin bulunmasına yönelik araştırmalar ve “kayıp şahıslar”ın başlarına neler geldiğinin anlatıldığı öykülerin ortaya çıkarılması, bu son derece duyarlı konuda sivil yurttaşların etkili biçimde belirleyici bir rol oynayabileceğinin kanıtı olmuştur. Bunun da ötesinde Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum kayıp yakınları ile katliam kurbanları ve iki toplumlu çatışmaların öteki kurbanlarını bir araya getiren “Birlikte Başarabiliriz” örgütü de bu süreçte ortaya çıkarak diyalog ve eylem için ortak bir platform oluşturmuş, kayıp yakınlarını bu sürece katarak yeniden yakınlaşma amacıyla kamuoyunu bilinçlendiren etkinlikler yapmaktadır. On yıldan fazladır bu alanda yoğun çalışmalar yapmakta olan sivil toplumun ekspertizi ve deneyimleri mutlaka en uygun biçimde değerlendirilmelidir, bu konularda iki toplumlu işbirliğini geliştirmek, en etkili yoldur.
Kıbrıslılar’ın Sesi, bu sivil toplum uzmanlarının da katılımıyla bir “Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu”nun oluşturulması yönündeki acil ihtiyaca dikkat çekerken, böylesi bir komisyonun görevinin her iki tarafça işlenmiş savaş suçlarının organize ve profesyonel biçimde araştırılması, yaygın biçimde tartıştırılması ve savaş suçlarının affa mı uğrayacağı yoksa “alternatif cezalar” mı getirileceği konusunda konsensüs sağlanması olduğuna dikkat çeker.
- Orta doğu krizinin Kıbrıs ve Türkiye üzerindeki etkileri: Ortadoğuda İŞİD ve benzerlerinin vahşi şiddete dayalı faaliyetleri sonucunda ortadoğuda çok üzücü ciddi ve komplike sorunlar ve anormal gelişmeler yaşanmakta, bu durum bölgedeki uluslararsı istikrarı temelinden sarsmaktadır. Türkiye yönetimi bu kuvvetlerle interaktif ilişkilerinden dolayı bölgede jeopolitik çıkarları olan önemli güç merkezleri ile uzlaşmaz (antagonist) çelişkiler yaşamaktadır.Kıbrıs Turkiyenin bölgeye müdahil olma durumunu iyi analiz ederek ortaya çıkacak dinamikleri toplumlararası görüşmelerde süratli ve dengeli bir çözüme ulaşılması için kullanmalıdır. Böylece Kıbrıs sorununun dengeli ve süratli çözümü Kıbrısı çevremizdeki problemlerden bir kalkan gibi koruyacaktır.
Basın Bildirisi No 31 – Kıbrıslıların Sesi 29/05/2016